Korkunç derecede
uzun olan bir süreden sonra tekrar yazmaya başlamak nedense garip gelmedi. Oysa
ki hiç de hoş bir yazı yazmayacağım. Hatta baya tatsız bir tane olacak ancak
şunu da belirtmek isterim ki bundan sonra, yaz tatilinin gelmesi ve benim aşırı
işsiz olmam dolayısıyla, daha çok yazacağım. Disney Klasikleri’yle başlayıp
yazı daha güncel filmlerle bitireceğim. Ayrıca cuma günleri yazılarımı
yayınlayacağım. Tabi bunu perşembe yayınlıyorum çünkü bu cuma tatile gidiyorum.
Kimse benim ne
yaptığımı merak etmediği için zamanınızı harcamayıp direk günümüzün konusuna
dönmeliyim bence: Glee’nin Dördüncü Sezonu. Glee, liseli çocukların bir çeşit
“loser”lıktan popüler olmaya giden yolunu anlatıyor diyebiliriz ancak izleyince
görülüyor ki dizi bundan çok daha fazlası. Hatta azınlıklar ve ezilenler için
bir rehber bile olabilirdi bir zamanlar. Ancak dördüncü sezonda gördük ki Ryan
Murphy’nin mükemmel hayal gücü Glee’ye fazla gelmiş ve diziyi olmayacak yerlere
sürükleyip atmış. Başta güzel başlayan Glee, dördüncü sezonda iyice aptallaştı.
Ryan Murphy’nin akıl sağlığına uyan dizileri (The New Normal, Glee) nedense bir
türlü tutmazken, insanı başka yerlere ve zamanlara sürükleyen (Nip/Tuck,
American Horror Story) dizileri tutuyor anlamış değilim. Bunları Murphy’nin insana
acı çektirici olan senarist zekasına yormaktan başka çarem yok. Ben ki American
Horror Story’yi korkup da izleyememiş olan biri olarak Glee’de neden bu kadar
bocaladığını bir türlü anlamadığımı dile getirmek isterim.
Glee’nin dördüncü
sezonunu işlerken karakterler üstüne gitmek çoğu dizide yaptığım gibi iyi olur
diye düşünüyorum çünkü artık dizide üstüne gidecek tema kalmadı. Sadece zaman
doldurtan bir alet haline gelen Glee bir de iki sezon izni aldı. Eğer kendini
toparlayamazsa bir televizyon faciasına dönüşmesi an meselesi ki umarım
dördüncü sezon bir geçiş olmuştur ve beşinci sezonda her şey yerine oturur.
Şimdi aşırı dramatik karakterlerimize dönelim…
Wade “Unique”
Adams
Kesinlikle söylemem lazım ki Glee Project’ten gelme olan
Alex Newell’dan yarışma boyunca nefret ettim. Yarışma da iki yıl önce olduğu
için neden nefret ettiğimi unuttum. O kadar gereksiz ama her şarkıya karışan bu
insan hafızamda en küçük bir yer bile tutmayı başaramazken sırf Glee yazarları
dine bulaşmaktan korkuyor ve seyirci sevmiyor diye yarışmanın asıl kazananını
arka plana atıp Wade’i öne getirmeleri beni gıcık ediyor. Glee’nin birinci
sezonunda sonradan çok önemli olan karakterlerin bile hiç konuşmadığı olmuşken
Wade’in birden çıkıp “Unique will be the new Rachel.” Demesiyle karakter benim
için bitti. Ayrıca Ryder’la aralarında yaşanan mesaj olayı da o kadar
gereksizdi ki sırf Blake oyunculuk yeteneklerini gösterip bir iki sandalye
devirebilsin diye yapılmış gibiydi. Wade belki de azınlıktan olan bir karakter
ancak ne bir iyi yönü var ne de kötü… Adam kendi içinde nötrlenmiş. Bu yüzden
de ilgi toplayamıyor.
Rachel Berry
Beni azıcık tanıyan herkes bilir ki (bir dakika, kimse beni
tanımıyor) Rachel Berry birinci sezondan beri idolüm olmuştur. Ancak bu sezon
kendini Kurt’ün de söylediği gibi pornografik bir Barbie’ye dönüştürmesinden
hoşlanmış değilim. Yeni bir şehre gelmiş olabilirsin, erkek arkadaşından
ayrılmış olabilirsin ancak hayallerinden bu kadar uzaklaşmış olamazsın. Sonunda
geri döndü, biliyorum ancak bana üzerinde olduğum yolda gitmemi sağlatan Rachel
olamadı bir türlü. Hatta bu sezon Rachel Berry adını bile taşımamalıydı bence.
Gereksizdi, dramatikti. Özellikle o kendini hamile sandığı bölümler neydi öyle?
Aptallığın dibi. Bir dizi gözümde hiç bu kadar batamazdı. Eminim.
Tina Cohen-Chang
Glee oyuncularından birine acıyorsam o kişi kesinlike Tina
rolündeki Jenna Ushkowitz’dir. (Soyadı ölümüne zor.) Ne zaman bir solo alsa ya
biri intihar ediyor ya biri sahnede bayılıyor ya da biri düğünden kaçıyor. Bu
kız solo almasın. Bir de bütün sezon o diva takılmaları neydi öyle? Şaka mısın?
Mal mısın? Yemin ederim, Teen Wolf’daki Allison gibi sinirlerimi yerinden
oynatıyor ya. Senaristlerin ne yapmaya çalıştıkları çok belli. Asyalı kız
kalıbını kırmak istiyorlar ancak bu bir türlü Jenna Ushkowitz’le mümkün
olmuyor. Büyük ihtimalle olmayacak da. Ekranı dolduramıyor nedense. Rachel’ı
seviyorum, bir o kadar da laf ediyorum ama bir Rachel Berry değil sonuçta.
Quinn Fabray ve Mercedes Jones
Dizinin önceki sezonlarında baya önemli olan ancak dördüncü sezonda sadece dizide olmuş olmak için gelen iki karakter Quinn ve Mercedes'ti. Quinn ve Mercedes hiç gelmeyebilirdi bence. Dizide çok büyük yerleri vardı ve Quinn elbette ki favorilerimden biriydi ancak onların zamanının geçtiğini senaristler bir türlü anlayamadı. Quinn'in oradan buradan çıkma hikayesi ve Mercedes'in buram buram Anadolu kokan hikayesi insanı baydı da baydı. Neymiş Quinn profesörüyle yatıyormuş... Profesörü görmedikten, okulda neler olduğunu bilmedikten sonra bana ne Quinn'in kimle yattığı? Bir de bir ara Santana'yla yattı ki o konuya hiç girmiyorum. İlla herkes biriyle yatacaktı, Santana da Quinn'e kaldı o arada. Mercedes ise bütün sezon olmayıp gereksiz gereksiz yerlerde vokal koçluğu yapmak için gelmesi de diziyi artık bıraksam mı diye düşündüren şeylerden biri oldu.
Santana Lopez
Nasıl oldu da bu kız bu kadar öne çıktı bilmiyorum. Seviyorum sevmesine ancak sırf zaman doldurmak için on dakika boyunca At The Ballet şarkısını söylemesi dokundu bana. Hala New York'ta... Hala hayalini bilmiyor. En son senaristler de Santana'nın ne yaptığını anlamadı, karakteri ellerinden kaçırdılar da aman biz bunu dansçı yapalım dediler. Bir sonraki sezon NYADA'ya girmek isterse şaşırmam çünkü Glee klişelerin anası oldu artık.
Brittany Pearce
Brittany bir ara lezbiyen oldu, bir ara olmadı ama hiç biseksüel olmadı. Glee'de kim boş kalmışsa kızı bir süreliğine ona sattılar. Sonunda o da dayanamayıp hamile kaldı da diziden bir süreliğine ayrıldı. Hamile kalınca senaristler yine ne yapacaklarını bilemeyip cümle alemin geri zekalı Brittany'sini dünyanın en zeki kızı yapıp üniversiteye gönderdiler. Şimdi sen ne alakasın Brittany? Bu arada sonraki sezonun ilk yarısında yok ancak ikinci yarıda tekrar gelmesi bekleniyor Heather Morris'in.
Marley Rose
Şu dünyada en nefret ettiğim kız tipini alıp da karşıma koyan Glee senaristlerine buradan nefretlerimi saçıyorum. Aşırı ince, aşırı güzel, melek gibi, herkes peşinde... Yazdıkça sinirleniyorum bak. Yok fakirmiş, yok annesiyle dalga geçiyorlarmış. Pardon ama senaristler artık böyle şeyleri yutturacak durumda değiller. Marley göze batıyor. Zaten her şarkıda, her bir şeyde var. Sinirlerime dokunuyor. Zaten yenilerden bir tek Kitty'yi sevdim. Yok Marley anoreksikmiş, yok Marley sahnede bayılmışmış... Sesi de o kadar güzel değil, hani bir The New Rachel durumu da yok ortada. Umarım yapımcılar hatalarını anlayıp Marley'i göz önünden bir an önce çeker çünkü hepimiz Smash'in de böyle bir karakter (Karen!) yüzünden battığını biliyoruz.
Kitty Wilde
Yeniler arasında tek sevdiğim karakter olan Kitty sadece Quinn'in çakması olmakla kalmıyor aynı zamanda karakterler, izleyiciler, oyuncular ve yapımcılar tarafından da bu çakmalık biliniyor. Yine de hep iyilerin kazandığı Glee dünyasına biraz neşe getiren karakter Kitty'ye "new hit bitch" olma yolunda başarılar diliyorum.
Normalde diğer karakterlere de başlık açacaktım ancak yazı tahmin ettiğimden de uzun oldu. Bu yüzden sadece maddeler hakkında yazacağım.
- Artie Abrams: Artie... Artie her zamanki gibi kendi çapında takıldı. Kimse onu umursamadı, o da pek umursamıyor zaten. Artie takılsın öyle ya. Sorun yok yani.
- Blaine Anderson: Ah Ryan Murphy'nin bu Darren Criss aşkı yok mu? Sırf o aşk yedi bitirdi Blaine'in karakterini. İlla her şarkıya, her bölüme sokacağız diye adamı alıp diva mı yapmadık, kör mü yapmadık yani. İşte bu yüzden Darren Criss'in diziden ayrılma düşünceleri olduğunu duymuştum bir yerlerden. Umarım da doğrudur çünkü Glee artık dağılma dönemine girdi.
- Mike Chang & Joe Hart & Noah Puckerman: Bunlar takıldı yine kendi çaplarında. Çok ciddiyim ama bak. Şaka değil. Bildiğin takıldılar.
- Sam Evans: Sam... Sam'e bu sezon ne oldu ya? Bir ara fakir oldu, sonra düzeldi herhalde. Salak oldu, mal oldu, seksi oldu. Bu sezon olacak bir şey kalmadı, bir Noel Baba oldu resmen. Grup dağılınca aman hemen bir araya gelelim ayakları. Yok Glee benim hayatım lafları. Ancak sezonun en Glee-vari şeyi de Brittany'yle çakma da olsa evlenmeleriydi.
- Finn Hudson: Cory o kadar kilo vermiş ve o kadar tatlı olmuş ki. Yerim. Ancak şunu söylemeliyim: Artık bir baş rol değil. Artık bir karakteri yok. Finn ancak Rachel varsa var, yoksa dizide de yeri yok zaten. Zaten son bölümlerin çekimlerinde uyuşturucu kullanımından rehabilitasyona girmişti ki bunun dizideki gidişatı olumlu etkileyeceğini sanmıyorum.
- Ryder Lynn & Jake Puckerman: Yeni Finn ve yeni Puck'a merhaba diyebilirsiniz.
- Kurt Hummel: Kurt bir ara önüne gelenle yattı bir ara çok tatlı bir sevgilisi oldu (Adam) ama bu sene Kurt, bir türlü Kurt olamadı.
- Brody Weston: Rachel'ın hayallerinin erkeği olan Brody de dizide zamanı dolmuş olacak ki jigolo yapıldı. Helal olsun senaristlere. Ben bile bu kadar kıçımdan atamıyorum.
Aptal karakterler bittiğine göre birkaç not da yazabilirim.
- Glee artık bir klişe.
- Mükemmel diziler biterken Glee'nin iki sezon daha alması adil değil.
- Artık şarkılar bile sıkıyor.
- Senaryoları çok kötü, diyaloglar, şarkı girişleri iyice berbatlaştı.
- Popüler müzik yapacağız diye gözünü çıkarıyorlar. (Şimdi Regionals'da ne alakaydı I Love It?)
- Glee üçüncü sezonda bitmeliydi. Sırf para getiriyor diye dizinin gözünü çıkarmaya gerek yok. Hem iz bırakmak da önemli.
Aslında daha çok yazabilirdim ancak beynim Glee saçmalıklarını kaldıramayacak duruma geldi artık. Eğer beşinci sezonda gidişatı beğenmezsem bırakmayı bile düşünüyorum. Bu arada beşinci sezon ağustosta ekranlara gelecek.
- Bu arada bir sonraki yazımda Game Of Thrones'un üçüncü sezonundan bahsedeceğim. Sezonu beğendim ve aşırı hayranım, o yüzden karakterlere aptal demeyeceğime emin olabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder