6 Haziran 2013 Perşembe

GELMİŞ GEÇMİŞ EN KÖTÜ SEZONUYLA GLEE

Korkunç derecede uzun olan bir süreden sonra tekrar yazmaya başlamak nedense garip gelmedi. Oysa ki hiç de hoş bir yazı yazmayacağım. Hatta baya tatsız bir tane olacak ancak şunu da belirtmek isterim ki bundan sonra, yaz tatilinin gelmesi ve benim aşırı işsiz olmam dolayısıyla, daha çok yazacağım. Disney Klasikleri’yle başlayıp yazı daha güncel filmlerle bitireceğim. Ayrıca cuma günleri yazılarımı yayınlayacağım. Tabi bunu perşembe yayınlıyorum çünkü bu cuma tatile gidiyorum.

Kimse benim ne yaptığımı merak etmediği için zamanınızı harcamayıp direk günümüzün konusuna dönmeliyim bence: Glee’nin Dördüncü Sezonu. Glee, liseli çocukların bir çeşit “loser”lıktan popüler olmaya giden yolunu anlatıyor diyebiliriz ancak izleyince görülüyor ki dizi bundan çok daha fazlası. Hatta azınlıklar ve ezilenler için bir rehber bile olabilirdi bir zamanlar. Ancak dördüncü sezonda gördük ki Ryan Murphy’nin mükemmel hayal gücü Glee’ye fazla gelmiş ve diziyi olmayacak yerlere sürükleyip atmış. Başta güzel başlayan Glee, dördüncü sezonda iyice aptallaştı. Ryan Murphy’nin akıl sağlığına uyan dizileri (The New Normal, Glee) nedense bir türlü tutmazken, insanı başka yerlere ve zamanlara sürükleyen (Nip/Tuck, American Horror Story) dizileri tutuyor anlamış değilim. Bunları Murphy’nin insana acı çektirici olan senarist zekasına yormaktan başka çarem yok. Ben ki American Horror Story’yi korkup da izleyememiş olan biri olarak Glee’de neden bu kadar bocaladığını bir türlü anlamadığımı dile getirmek isterim.

Glee’nin dördüncü sezonunu işlerken karakterler üstüne gitmek çoğu dizide yaptığım gibi iyi olur diye düşünüyorum çünkü artık dizide üstüne gidecek tema kalmadı. Sadece zaman doldurtan bir alet haline gelen Glee bir de iki sezon izni aldı. Eğer kendini toparlayamazsa bir televizyon faciasına dönüşmesi an meselesi ki umarım dördüncü sezon bir geçiş olmuştur ve beşinci sezonda her şey yerine oturur. Şimdi aşırı dramatik karakterlerimize dönelim…


Wade “Unique” Adams


Kesinlikle söylemem lazım ki Glee Project’ten gelme olan Alex Newell’dan yarışma boyunca nefret ettim. Yarışma da iki yıl önce olduğu için neden nefret ettiğimi unuttum. O kadar gereksiz ama her şarkıya karışan bu insan hafızamda en küçük bir yer bile tutmayı başaramazken sırf Glee yazarları dine bulaşmaktan korkuyor ve seyirci sevmiyor diye yarışmanın asıl kazananını arka plana atıp Wade’i öne getirmeleri beni gıcık ediyor. Glee’nin birinci sezonunda sonradan çok önemli olan karakterlerin bile hiç konuşmadığı olmuşken Wade’in birden çıkıp “Unique will be the new Rachel.” Demesiyle karakter benim için bitti. Ayrıca Ryder’la aralarında yaşanan mesaj olayı da o kadar gereksizdi ki sırf Blake oyunculuk yeteneklerini gösterip bir iki sandalye devirebilsin diye yapılmış gibiydi. Wade belki de azınlıktan olan bir karakter ancak ne bir iyi yönü var ne de kötü… Adam kendi içinde nötrlenmiş. Bu yüzden de ilgi toplayamıyor.

Rachel Berry


Beni azıcık tanıyan herkes bilir ki (bir dakika, kimse beni tanımıyor) Rachel Berry birinci sezondan beri idolüm olmuştur. Ancak bu sezon kendini Kurt’ün de söylediği gibi pornografik bir Barbie’ye dönüştürmesinden hoşlanmış değilim. Yeni bir şehre gelmiş olabilirsin, erkek arkadaşından ayrılmış olabilirsin ancak hayallerinden bu kadar uzaklaşmış olamazsın. Sonunda geri döndü, biliyorum ancak bana üzerinde olduğum yolda gitmemi sağlatan Rachel olamadı bir türlü. Hatta bu sezon Rachel Berry adını bile taşımamalıydı bence. Gereksizdi, dramatikti. Özellikle o kendini hamile sandığı bölümler neydi öyle? Aptallığın dibi. Bir dizi gözümde hiç bu kadar batamazdı. Eminim.

Tina Cohen-Chang


Glee oyuncularından birine acıyorsam o kişi kesinlike Tina rolündeki Jenna Ushkowitz’dir. (Soyadı ölümüne zor.) Ne zaman bir solo alsa ya biri intihar ediyor ya biri sahnede bayılıyor ya da biri düğünden kaçıyor. Bu kız solo almasın. Bir de bütün sezon o diva takılmaları neydi öyle? Şaka mısın? Mal mısın? Yemin ederim, Teen Wolf’daki Allison gibi sinirlerimi yerinden oynatıyor ya. Senaristlerin ne yapmaya çalıştıkları çok belli. Asyalı kız kalıbını kırmak istiyorlar ancak bu bir türlü Jenna Ushkowitz’le mümkün olmuyor. Büyük ihtimalle olmayacak da. Ekranı dolduramıyor nedense. Rachel’ı seviyorum, bir o kadar da laf ediyorum ama bir Rachel Berry değil sonuçta.

Quinn Fabray ve Mercedes Jones


Dizinin önceki sezonlarında baya önemli olan ancak dördüncü sezonda sadece dizide olmuş olmak için gelen iki karakter Quinn ve Mercedes'ti. Quinn ve Mercedes hiç gelmeyebilirdi bence. Dizide çok büyük yerleri vardı ve Quinn elbette ki favorilerimden biriydi ancak onların zamanının geçtiğini senaristler bir türlü anlayamadı. Quinn'in oradan buradan çıkma hikayesi ve Mercedes'in buram buram Anadolu kokan hikayesi insanı baydı da baydı. Neymiş Quinn profesörüyle yatıyormuş... Profesörü görmedikten, okulda neler olduğunu bilmedikten sonra bana ne Quinn'in kimle yattığı? Bir de bir ara Santana'yla yattı ki o konuya hiç girmiyorum. İlla herkes biriyle yatacaktı, Santana da Quinn'e kaldı o arada. Mercedes ise bütün sezon olmayıp gereksiz gereksiz yerlerde vokal koçluğu yapmak için gelmesi de diziyi artık bıraksam mı diye düşündüren şeylerden biri oldu.

Santana Lopez


Nasıl oldu da bu kız bu kadar öne çıktı bilmiyorum. Seviyorum sevmesine ancak sırf zaman doldurmak için on dakika boyunca At The Ballet şarkısını söylemesi dokundu bana. Hala New York'ta... Hala hayalini bilmiyor. En son senaristler de Santana'nın ne yaptığını anlamadı, karakteri ellerinden kaçırdılar da aman biz bunu dansçı yapalım dediler. Bir sonraki sezon NYADA'ya girmek isterse şaşırmam çünkü Glee klişelerin anası oldu artık.

Brittany Pearce


Brittany bir ara lezbiyen oldu, bir ara olmadı ama hiç biseksüel olmadı. Glee'de kim boş kalmışsa kızı bir süreliğine ona sattılar. Sonunda o da dayanamayıp hamile kaldı da diziden bir süreliğine ayrıldı. Hamile kalınca senaristler yine ne yapacaklarını bilemeyip cümle alemin geri zekalı Brittany'sini dünyanın en zeki kızı yapıp üniversiteye gönderdiler. Şimdi sen ne alakasın Brittany? Bu arada sonraki sezonun ilk yarısında yok ancak ikinci yarıda tekrar gelmesi bekleniyor Heather Morris'in.

Marley Rose


Şu dünyada en nefret ettiğim kız tipini alıp da karşıma koyan Glee senaristlerine buradan nefretlerimi saçıyorum. Aşırı ince, aşırı güzel, melek gibi, herkes peşinde... Yazdıkça sinirleniyorum bak. Yok fakirmiş, yok annesiyle dalga geçiyorlarmış. Pardon ama senaristler artık böyle şeyleri yutturacak durumda değiller. Marley göze batıyor. Zaten her şarkıda, her bir şeyde var. Sinirlerime dokunuyor. Zaten yenilerden bir tek Kitty'yi sevdim. Yok Marley anoreksikmiş, yok Marley sahnede bayılmışmış... Sesi de o kadar güzel değil, hani bir The New Rachel durumu da yok ortada. Umarım yapımcılar hatalarını anlayıp Marley'i göz önünden bir an önce çeker çünkü hepimiz Smash'in de böyle bir karakter (Karen!) yüzünden battığını biliyoruz.

Kitty Wilde


Yeniler arasında tek sevdiğim karakter olan Kitty sadece Quinn'in çakması olmakla kalmıyor aynı zamanda karakterler, izleyiciler, oyuncular ve yapımcılar tarafından da bu çakmalık biliniyor. Yine de hep iyilerin kazandığı Glee dünyasına biraz neşe getiren karakter Kitty'ye "new hit bitch" olma yolunda başarılar diliyorum.

Normalde diğer karakterlere de başlık açacaktım ancak yazı tahmin ettiğimden de uzun oldu. Bu yüzden sadece maddeler hakkında yazacağım.

  • Artie Abrams: Artie... Artie her zamanki gibi kendi çapında takıldı. Kimse onu umursamadı, o da pek umursamıyor zaten. Artie takılsın öyle ya. Sorun yok yani.
  • Blaine Anderson: Ah Ryan Murphy'nin bu Darren Criss aşkı yok mu? Sırf o aşk yedi bitirdi Blaine'in karakterini. İlla her şarkıya, her bölüme sokacağız diye adamı alıp diva mı yapmadık, kör mü yapmadık yani. İşte bu yüzden Darren Criss'in diziden ayrılma düşünceleri olduğunu duymuştum bir yerlerden. Umarım da doğrudur çünkü Glee artık dağılma dönemine girdi.
  • Mike Chang & Joe Hart & Noah Puckerman: Bunlar takıldı yine kendi çaplarında. Çok ciddiyim ama bak. Şaka değil. Bildiğin takıldılar.
  • Sam Evans: Sam... Sam'e bu sezon ne oldu ya? Bir ara fakir oldu, sonra düzeldi herhalde. Salak oldu, mal oldu, seksi oldu. Bu sezon olacak bir şey kalmadı, bir Noel Baba oldu resmen. Grup dağılınca aman hemen bir araya gelelim ayakları. Yok Glee benim hayatım lafları. Ancak sezonun en Glee-vari şeyi de Brittany'yle çakma da olsa evlenmeleriydi.
  • Finn Hudson: Cory o kadar kilo vermiş ve o kadar tatlı olmuş ki. Yerim. Ancak şunu söylemeliyim: Artık bir baş rol değil. Artık bir karakteri yok. Finn ancak Rachel varsa var, yoksa dizide de yeri yok zaten. Zaten son bölümlerin çekimlerinde uyuşturucu kullanımından rehabilitasyona girmişti ki bunun dizideki gidişatı olumlu etkileyeceğini sanmıyorum.
  • Ryder Lynn & Jake Puckerman: Yeni Finn ve yeni Puck'a merhaba diyebilirsiniz.
  • Kurt Hummel: Kurt bir ara önüne gelenle yattı bir ara çok tatlı bir sevgilisi oldu (Adam) ama bu sene Kurt, bir türlü Kurt olamadı. 
  • Brody Weston: Rachel'ın hayallerinin erkeği olan Brody de dizide zamanı dolmuş olacak ki jigolo yapıldı. Helal olsun senaristlere. Ben bile bu kadar kıçımdan atamıyorum.
Aptal karakterler bittiğine göre birkaç not da yazabilirim.

  • Glee artık bir klişe. 
  • Mükemmel diziler biterken Glee'nin iki sezon daha alması adil değil.
  • Artık şarkılar bile sıkıyor.
  • Senaryoları çok kötü, diyaloglar, şarkı girişleri iyice berbatlaştı.
  • Popüler müzik yapacağız diye gözünü çıkarıyorlar. (Şimdi Regionals'da ne alakaydı I Love It?)
  • Glee üçüncü sezonda bitmeliydi. Sırf para getiriyor diye dizinin gözünü çıkarmaya gerek yok. Hem iz bırakmak da önemli.
Aslında daha çok yazabilirdim ancak beynim Glee saçmalıklarını kaldıramayacak duruma geldi artık. Eğer beşinci sezonda gidişatı beğenmezsem bırakmayı bile düşünüyorum. Bu arada beşinci sezon ağustosta ekranlara gelecek. 

  • Bu arada bir sonraki yazımda Game Of Thrones'un üçüncü sezonundan bahsedeceğim. Sezonu beğendim ve aşırı hayranım, o yüzden karakterlere aptal demeyeceğime emin olabilirsiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder